Teknik Terimler Sözlüğü

Teknik Terimler Sözlüğü
ABS

Anti blokaj fren sistemi (ABS), tam frenleme anında veya kaygan zeminde tekerleklerin bloke olmasını önleyerek aracın kontrol edilebilir durumda kalmasını sağlar. Özellikle ön tekerleklerin bloke edilmesi sonucunda yanal yönlendirme kuvvetleri bu tekerleklere aktarılamaz ve bu nedenle araç kontrol edilemez duruma gelir. ABS kontrol ünitesi, böyle bir durumun yaşanmaması için sensörler aracılığıyla tekerlek devir sayılarını sürekli olarak takip eder. Tekerleklerden birinin bloke olma riski söz konusu olduğunda, anti blokaj fren sisteminin kontrol ünitesinde bulunan bir solenoid valf, ilgili tekerleği yeniden serbest bırakmak amacıyla bu tekerlekteki fren basıncını düşürür. Ardından, frenleme etkisinin devam edebilmesi için basınç yeniden blokaj sınırına kadar arttırılır ve bu döngü bloke olma riski devam ettiği süre boyunca tekrar eder.

Acil Durum Asistanı

Volkswagen’in “kazasız sürüş” idealine ulaşma yolundaki çalışmalarının en somut örneklerinden biri olan Acil Durum Asistanı “Emergency Assist”, sınırlı da olsa tamamen otonom (otomatik) sürüş sağlayan bir aktif güvenlik teknolojisidir. Basitçe Şerit Takip Asistanının "Lane Assist" gelişmiş bir ek fonksiyonu olan sistemde, sürücünün bilincini yitirdiği ya da ciddi bir rahatsızlık geçirdiği durumlarda direksiyona müdahale edememe olasılığı da düşünülmüştür. Normalde Şerit Takip Asistanı “Lane Assist”, sürücü direksiyondan ellerini kaldırdığında, kısa bir süre sonra (önceden tanımlı bir zaman aşımı süresi) çalışmamakta ve aracın şerit dışına çıkmasına izin vermektedir. Acil Durum Asistanı “Emergency Assist”, "Lane Assist"’in “sürücü müdahalesi beklentisi” zaman aşımına uğrayıp devreden çıkmasıyla birlikte devreye girer. Böyle bir durumda, önce sürücüyü hem sesli hem de görsel bir uyarıyla uyarır. Eğer tepki alamazsa bir fren atımı “pulse braking” ile son bir kez daha sürücüyü uyandırmaya/dikkatini çekmeye çalışır. Hala tepki alamadıysa ve eğer şerit çizgileri okunabilir durumdaysa aracı otonom sürüşle şeridinde tutar ve bir yandan da hızı çok yavaş bir şekilde düşürmeye başlar. Bu esnada 4’lü ikazları da yakarak çevrede seyreden araçları uyaran sistem sonunda aracı mevcut şeridinde tamamen durdurarak olası bir kazayı önlemede yardımcı olur.

Adaptif Hız Sabitleyici

Adaptif Hız Sabitleyici "ACC"’, gelişmiş bir radar yardımıyla önde bulunan araçlara olan güvenli takip mesafesini sürekli olarak korur. Sürücü, çok fonksiyonlu direksiyon simidi üzerinde bulunan düğmeler veya direksiyonun yanında bulunan kumanda kolu üzerinden istediği zaman bazlı takip mesafesini yarlayabilme ve mevcut hızı sabitleyebilme imkânına sahiptir (ayar kumandası araç modeline göre değişiklik gösterebilir). Çok fonksiyonlu gösterge, konvoy halindeki sürüşler esnasında korunması gereken mesafe ile gerçek mesafeyi karşılaştırmalı olarak gösterebilmektedir. Bir radar, araç önünde bulunan yaklaşık 200 m’lik bir alanı sürekli olarak tarar. Sürücü, gaz pedalına basarak Adaptif Hız Sabitleyici “ACC” programına istediği zaman ara verebilir ve böylece gerekli durumlarda daha hızlı bir şekilde hızlanabilir. Fren veya gaz pedalına basılması, Adaptif Hız Sabitleyici “ACC” fonksiyonun derhal devreden çıkmasına neden olur.

Adaptif Şasi Kontrolü

Adaptif Şasi Kontrolü “DCC”ye sahip şasi, sürücü tarafından normal, sportif ve konforlu olmak üzere üç farklı şekilde ayarlanabilmektedir. Bununla birlikte, elektrikli olarak kontrol edilebilen Adaptif Şasi Kontrolü “DCC” amortisörleri, tıpkı elektromekanik servo direksiyon gibi değişken şartlara göre kendini otomatik şekilde uyarlayabilmektedir. Adaptif Şasi Kontrolü “DCC”, değişken sürüş durumlarını sürekli olarak takip etmek için fren, direksiyon ve hızlanma süreçlerini dikkate almakta ve hesaplamalarında kullanmaktadır. Adaptif Şasi Kontrolü “DCC”, sürüş özelliklerinin belirgin oranda iyileşmesini sağlamaktadır. Sürücü artık belirli ve sabitlenmiş bir şasi ayarına bağlı olmadan, aracı bireysel sürüş tarzına uygun olacak şekilde uyarlayabilmektedir. Seçim, normal, sportif ve konforlu olmak üzere üç farklı ayar arasında orta konsol üzerinde bulunan bir düğmeye basılarak rahat bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Adblue

SCR katalizatörü, azot oksit (NOx) egzoz gazı bileşenini istenmedik yan ürünler oluşmadan seçici bir şekilde azota ve suya dönüştürür. Bu dönüştürme işlemi, AdBlue® gibi sentetik olarak oluşturulan, sulu bir üre çözeltisi kullanılarak gerçekleştirilir ve ayrı bir hazneden sisteme yönlendirilir. AdBlue®, yüzde 32,5 oranında üre içermektedir ve sürekli şekilde SCR katalizatörü tarafından egzoz gazı sistemine enjekte edilir. Dozaj, egzoz gazı akış miktarına göre sürekli olarak ayarlanır. SCR katalizatörünün arkasında bulunan bir NOx sensörü tarafından bilgilendirilen motor yönetim sistemi, dozajın hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlar.

Aktif Güvenlik Sistemleri

Sürüşe aktif bir şekilde müdahale eden ve bu şekilde kritik durumlarda oluşan riskleri azaltan ve kazaların önlenmesine yardımcı olan tüm sistemler aktif güvenlik kapsamına girer. En önemli örnekler arasında Elektronik Stabilizasyon Sistemi “ESP”, Fren Asistanı “HBA” gibi sürüş destek sistemleri yer alır. Aktif güvenliğin en önemli bileşenleri şunlardır;
*Sürüş Dengesi: Sürüş dengesi, şasi tasarımının bir parçası olan tahrik konseptinin, süspansiyonun ve viraj dengesinin bir ürünüdür. Bunlara aynı zamanda direksiyon yönlendirme hassasiyeti, fren performansı ve fren dengesi de dâhildir.
*Koşul Güvenliği: Bu, araç içindekilerin aracın titreşimi nedeniyle maruz kaldıkları yükü, şasi ve motor gibi bileşenlerden gelen sesleri ve klima sisteminin etkilerini kapsar. Gürültü, titreşim ve yüksek nem ile sıcaklık gibi yorucu etkileri gideremek için kullanılan bileşenler ve alınan önlemler (örneğin klima sistemi) de aktif güvenlik sisteminin birer parçasıdır.
*Algılama Güvenliği: Algılama güvenliği, araç üzerindeki aydınlatma donanımlarının ihtiyaca uygun iyi tasarımı ve görüş alanı (çepeçevre görüş, açının mümkün olduğunca dar olduğu arkaya doğru iyi bir görüş) ile iyileştirilir.
*Kullanım Güvenliği: Kullanım güvenliği iyi ergonomi ve aydınlatma, silecek, klima sistemi ve Infotainment gibi sistemlere ait tüm kullanım kolları ve düğmelerin mantıklı ve doğru bir şekilde düzenlenmesiyle sağlanır. Bu elemanlar sürücü konumundan iyi ve olabildiğince optimum bir şekilde erişilebilir durumda olmalıdır.
*Aktif ve pasif güvenlik donanımlarının kombinasyonu, araç içindekilerin optimum şekilde korunmasını sağlar.

Aktif Silindir Yönetimi "ACT"

Volkswagen’in küçük ama güçlü 1,4 TSI 150 PS motoru, ayrıca Aktif Silindir Yönetimi “ACT” teknolojisiyle tercih edilebilmektedir. 4 silindirli ve egzoz turboşarjı ile aşırı beslenen bu 16 subaplı modern motor, 250 NM maksimum torkunun 100 NM ve daha düşüğü talep edildiği durumlarda ve 1.250 ila 4.000 d/d arasında, saatte 130 km/s hızın altında ilerlendiği sırada 2 ve 3 numaralı silindirlerini kapatır. Bunu, egzoz ve emme subaplarına kumanda eden egzantirik milini 0 dereceli bir noktaya kaydırarak yapar ve aynı anda yakıt enjeksiyonunu ve buji ateşlemesini de keser. Merak edilen soru; “ihtiyaç halinde” ne olacağıdır. Cevap, ortalama 11 ms içinde (krank milinin 1,5 turu yeterlidir) ilgili silindirler sarsıntısız ve hissedilmeden devreye girer şeklinde olacaktır. Tüm bunların sayesinde ortalama %16 daha az yakıt sarfiyatı elde edilebilmektedir (NEDC normlarına göre 0,4 lt/100 km daha düşük tüketim).
Aktif Sürüş Destek Sistemleri Paketi: Touareg modelinde sunulan Aktif Sürüş Destek Sistemleri aşağıdaki sürüş asistan sistemlerini içermektedir.
*Kavşak Asistanı “Front Cross Traffic Assist"
*Şerit Değiştirme Asistanı “Side Assist”
*Şerit Takip Asistanı “Lane Assist”
*Gelişmiş Çarpışma Hazırlığı “Pre Crash 360”

Bu motor çok spesifik özelliklere sahip olup, onarımı esnasında çok çeşitli, pahalı ve özel ekipmanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Audi, Volkswagen Binek ve Volkswagen Ticari (Crafter hariç), Skoda, Seat, Cupra, Porsche ACT motorlu aracınız için ihtiyaç duyacağınız her türlü onarımda doğru özel servis Amiral’dir.

Akustik Park Pilot

Akustik Park Destek Sistemi “Park Pilot”, sürücüye park ederken ekstra destek sunar. Park sensörlerinden gelen veriler doğrultusunda yapılan sesli uyarılar park etme sırasında aracın önünde veya arkasında kalan mesafe hakkında bilgi vererek sürücüyü uyarır. Engelle yaklaştıkça, sinyal seslerin frekansı da artarken, engele 30 cm’den daha fazla yaklaşıldığında bu duruma dikkat çekecek şekilde kesintisiz bir sesle belirtilir. Görsel Park Yardım Sistemi “OPS” sayesinde radyo veya radyo navigasyon sisteminin modeline bağlı olarak, engele olan mesafe ekranda ayrıca görsel olarak da sunulur. Sistem, sürücüye görüş alanının kısıtlı olduğu durumlarda destek sağlarken, rahatsızlık verici ufak hasarların oluşmasını da önler.
Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma Sistemi "Keyless Access": Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma Sistemi "Keyless Access"in sunduğu otomatik kilitleme ve araç çalıştırma özellikleri sürücüye yüksek konfor sunar. Araç anahtarını cebinizden ya da çantanızdan çıkarmanıza gerek kalmadan kapıların kitlenmesini ya da açılmasını sağlayan sistemin en önemli bileşenleri, araç anahtarı içindeki ID vericisi, elektronik kontak kilidi, konsolda yer alan start düğmesi, kontrol ünitesi, direksiyon kolonunun elektrikli kilitleme sistemi ve ayrıca kapı kollarının içerisinde yar alan yaklaşma sensörleridir. Bu sitemde araç anahtarı, sürücünün aracın yaklaşık 1,5 metre yakınına geldiği anda kapı kollarında bulunan yaklaşma sensörleri tarafından algılanır. Kapı kolları (veya bagaj kapağı) sürücü tarafından kullanıldığı anda araç kilitleri otomatik olarak açılır. Ayrıca sürücü araç içerisindeyken anahtarı üzerinde taşıyorsa, start düğmesine basarak aracı çalıştırılabilir (Anahtarsız Çalıştırma Sistemi “Keyless Go”). Araç anahtarı aynı zamanda geleneksel bir anahtar gibi merkezi kilitlemenin kumanda edilmesi için de kullanılabilir. Araç terk edilirken, aracın kilitlenmesi için kapı kollarında yer alan küçük kilitleme düğmesine basmak yeterlidir. Modele bağlı olarak sunulan sistem ayrıca Kolay Açılan Bagaj Kapağı "Easy Open" ve “Easy Open/Close” sistemleri ile birlikte kullanıldığında bagaj kapağının temassız bir şekilde açılmasını ve/veya kapanmasını sağlar. Bu sistemde ayakla yapılan basit bir tekme hareketiyle aracın arka tamponu altında yer alan ek sensörler etkinleştirir ve bagaj kapağının kendi kendine açılması sağlanır. Bu sistem ellerin dolu olduğu durumlarda bagaj kapağının otomatik olarak açılmasını sağlayarak ekstra konfor sağlar.

Common-Rail Sistemi

Common Rail kavramı ile dizel motorlarda kullanılan yakıt direkt enjeksiyon sisteminin mimarisi adlandırılmaktadır. Bu mimaride basınç üretimi ve yakıt enjeksiyonu birbirinden tamamen ayrılmış durumdadır. Motorun istenen bir noktasına monte edilebilen, ayrı bir pompa sayesinde sürekli basınç üretilirken, bu basınç ortak bir dağıtım hattında depolanır. Tüm silindirlerin püskürtme memeleri bağımsız yan hatlar üzerinden Common Rail olarak adlandırılan ortak dağıtım hattına İngilizce, "ortak hat", paralel şekilde bağlanmış durumadır. Sistem, tüm silindirlerin püskürtme memelerine kesintisiz bir şekilde sabit basınç aktarır. Enjeksiyon miktarı ve anı, anlık değişebilen ihtiyaçlar doğrultusunda Elektronik Motor Kontrol ünitesince belirlenir ve bu püskürtme memelerinde bulunan solenoid valfler aracılığıyla gerçekleştirilir.

Bu sisteme sahip motor çok spesifik özelliklere sahip olup, onarımı esnasında çok çeşitli, pahalı ve özel ekipmanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Audi, Volkswagen Binek ve Volkswagen Ticari (Crafter hariç), Skoda, Seat, Cupra, Porsche Common-Rail Sistemi olan TDI motorlu aracınız için ihtiyaç duyacağınız her türlü onarımda İstanbul’da doğru özel servis Amiral’dir.

Çift Kavramalı Şanzıman "DSG"

Konvansiyonel otomatik vites sistemlerinin, yüksek yakıt tüketimi, yüksek ağırlık, düşük performans ve yüksek emisyon değerlerinden ibaret olan tüm kötü yönlerini ortadan kaldıran bu kompakt ve hafif şanzıman sistemi ile Volkswagen otomobilleri, manuel vitesli modellerden bile daha performanslı, daha düşük yakıt tüketimine sahip ve daha çevreci olabilmiştir. Temel yapı itibariyle, birbiri ile senkronize çalışabilen iki ayrı milde sıralanmış vites seviyeleri, çoklu plakalı çift kavrama (debriyaj) ve yüksek kapasiteli bir mekatronik üniteden meydana gelen DSG şanzımanda, 1-3-5-7 numaralı vitesler bir milde, 2-4-6-R numaralı vitesler ise ikinci bir milde sıralanmıştır. Örneğin, 3. viteste seyrederken sistem, 3 numaralı vitesin miline bağlı olan kavramayı kapatmış ve gücü bu milden aksa aktarmaktadır. Bu esnada, olası bir vites yükseltmesine ön hazırlık için ise 4. vites, ikinci mil üzerinden seçilmiş ancak debriyajı açık bekletilmektedir. Vites yükseltme aşamasında yapılacak şey basittir: birinci milin debriyajını açmak ve hızla ikinci milin debriyajını kapatmak... Bu işlem sadece 300 ms sürmektedir (DSG tiplerine göre farklılık gösterebilir) Bu yüksek hızlı vites değişim yeteneği, DSG’nin kesintisiz güç aktarımının, hissedilemeyen vites geçişlerinin, yüksek performansının ve düşük yakıt tüketimi ile düşük emisyon değerlerinin sırrıdır. 6 ileri DSG tiplerinde ıslak kavrama sayesinde yüksek 350 NM’e kadarki torklar kaldırılabilmektedir. Daha düşük torka sahip motorlarda ise daha seri vites geçişlerine ve bir miktar daha yüksek verimliliğe sahip kuru kavramalı 7 ileri DSG tipi kullanılmaktadır (maksimum 250 NM tork dayanımlı). Daha yüksek performanslı motorlar ve ağır motor yükü şartlarında çalışacak modeller için ise ıslak kavramalı 7 ileri DSG tipleri kullanılmaktadır. 7 kademeli DSG, iki farklı spesifikasyonda mevcuttur. Daha küçük motorlar için; maksimum torku 250 Nm olan motorlar. Buradaki çift debriyaj, yağ banyosu olmaksızın kuru bir şekilde çalışır. Yüksek yüklemeye maruz motorlar için; maksimum torku 600 Nm olan motorlar. Buradaki DSG özellikle yüksek tork çıktısı için tasarlanmıştır.

Direkt Benzin Enjeksiyonu

Direkt Benzin Enjeksiyonlarında yakıt, 100 bar üzerindeki maksimum basınçla doğrudan yanma odasına püskürtülür. Emme manifolduna (emme borusuna) gerçekleştirilen konvansiyonel enjeksiyonla kıyaslandığında bu yöntem önemli ölçüde daha hassastır ve ayrıca valflerin açma sürelerinden bağımsız çalışır. Özel bir yanma odası geometrisi, yakıt ile hava karışımının optimum şekilde karşımasını sağlar. Direkt Benzin Enjeksiyonlu Volkswagen motorları, yüksek verimlilik seviyeleriyle ön plana çıkıyor. Eşit performanslı ve konvansiyonel enjeksiyon teknolojisine sahip motorlarla kıyasla uygun sürüş tarzında yakıt tasarrufu yüzde 15’e kadar ulaşabilmektedir. Benzin Direkt Enjeksiyonu, yenilikçi TSI teknolojisinin temelini oluşturur.

Direkt Dizel Enjeksiyonu

Dizel Direkt Enjeksiyonunda yakıt doğrudan yanma odasına püskürtülür. Günümüzdeki en yüksek etki derecesine sahip ve en verimli dizel motor tipi direkt enjeksiyonlu motordur. Yüksek basınçlı enjeksiyona sahip bir turbo dizel motor, egzoz turbo şarj sistemli modern benzinli motorlar ile kıyaslandığında karşılaştırılabilir bir performans sergileyebilmektedir.

Dizel Partikül Filtresi (DPF)

Dizel Partikül Filtresi, dizel motorlardaki egzoz gazlarının ayrıştırılmasına hizmet eden bir sistemdir. Katalitik kaplı filtre, katkı maddeleri olmadan çalışır ve bunun yerine iki yönlü etkiye sahip bir asil metal içerikli filtre kaplaması kullanır. Sistem, yanma sonucu ortaya çıkan insan sağlığına ve çevreye zararlı partikülleri (kurum, ağır metaller) tutarak atmosfere salmaz, biriktirir. Ancak belirli bir kapasiteye sahip bu filtre zamanla dolar ve bu partiküllerden kurtulması gerekir. Bu işleme rejenerasyon adı verilir. Pasif rejenerasyonda, katalizatör içinde depolanan kurumun yavaş ve çevre dostu bir şekilde CO2’ye dönüştürülmesi söz konusudur.
Bu süreç, egzoz sistemi 350 - 500 °C sıcaklık aralığına ulaştığında ve özel bir tedbir gerektirmeden, çoğunlukla otoyol sürüşleri esnasında sürekli bir şekilde gerçekleştirilir. Uzun süre düşük hızlarda gerçekleştirilen sürüşlerde ise (örneğin şehir içi trafiğinde) her 1000 ile 1200 kilometrede bir, egzoz gazı sıcaklığın aktif bir şekilde 600 °C değerine arttırılması ek bir filtre rejenerasyonu yapılmasını sağlar. Buna aktif rejenerasyon denilmektedir. Filtre içinde depolanan partiküller bu sıcaklıkta yakılır ve zararsız ya da daha az zararlı gazlar olarak atmosfere salınır.

Audi, Volkswagen Binek ve Volkswagen Ticari (Crafter hariç), Skoda, Seat, Cupra, Porsche markalarında DPF’ye sahip bir araç kullanıcısıysanız, içini boşaltma, iptal etme, sabunlu suyla temizleme gibi bazen komik, ama yüksek bedelli onarımlar yaptırmadan önce birde Amiral ile görüşün.

Egzantrik Mili

Egzantrik mili, emme ve egzoz valflerinin doğru zamanda ve doğru sırada çalışmasını sağlayarak ateşleme sistemini kumanda etmekle görevlidir. Valflerin açılma sürelerini optimum şekilde düzenleyerek sistemin kusursuz bir şekilde farklı sürüş tiplerine adaptasyonunu sağlar. Bu sayede çok farklı devir aralıklarında ve motor yüklerinde ideal gaz değişimi sağlanır. Yakıt tüketimi ve zararlı madde emisyonları düşürülür, tork ve motorun çalışma konforu arttırılır. Üstten çift kam miline sahip olan motorlarda artan valf sayısına bağlı olarak silindir başına düşen kesişim alanı artırılarak motor verimi artar ve daha etkin gaz değişimi sağlanır. Bu sistemlerde sunulan değişken subap zamanlaması sayesinde valf açılış ve kapanış zamanlamaları belirli parametrelere bağlı olarak değişkenlik gösterir ve etkin gaz değişimi sağlanır.

Egzoz Turbo Şarj Sistemi

Egzoz turbo şarj sistemleri, yanma için gerekli olan havayı yoğunlaştırarak motora yöneltilen havanın debisini arttırır. Atmosferik emişli motorlar ile kıyaslandığında (eşit motor hacminde), turbo şarj sistemini kullanan motorlarda performans, tork ve verimlilik önemli derecede artar. Egzoz turbo şarj sistemi, statik şekilde birbirine bağlanmış olan iki adet türbinden oluşur. Bunlardan birisi, sıcak egzoz gazının oluşturduğu akışla tahrik edilir. Kompresör olarak adlandırılan diğer türbin ise statik bağlantı üzerinden tahrik edilir ve içeriye akan temiz havayı sıkıştırarak yoğunlaştırır. Hava hacmini azaltmak ve bu sayede yanma odasına daha fazla hava, yani daha fazla oksijen doldurmak üzere yoğunlaştırılmış havanın sıcaklığı bir soğutucu vasıtasıyla (Intercooler) düşürülür. Egzoz turbo şarj sisteminin kullanımı ile sadece performans artışı değil, aynı zamanda ve daha önemlisi ciddi oranda enerji tasarrufu ve çok daha düşük emisyonlar da elde edilebilmektedir.

Elektro-Hidrolik Servo Direksiyon

Bilinen hidrolik direksiyonun geliştirilmiş bir türüdür. Temel farkı, direksiyon desteği için gerekli hidrolik basıncın motora bağlı bir kayışla değil de ayrı bir elektrik motoruyla sağlanmasıdır.Çok düşük hızlarda veya araç durur haldeyken, yüksek direksiyon desteği için hidrolik pompanın basınç miktarı arttırılır. Yüksek hızlarda ise, destek gerekli olmadığından devir sayısı düşürülür. Enerji çekişi ihtiyaca uygun şekilde gerçekleştiğinden, elektro hidrolik servo direksiyon yakıt tasarrufu yapılmasına yardımcı olur.

Bu direksiyon teknolojisi çok spesifik özelliklere sahip olup, onarımı esnasında çok çeşitli, pahalı ve özel ekipmanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Audi, Volkswagen Binek ve Volkswagen Ticari (Crafter hariç), Skoda, Seat, Cupra, Porsche marka Elektro-Hidrolik Servo Direksiyona sahip aracınız için ihtiyaç duyacağınız her türlü onarımda doğru özel servis Amiral’dir.

Elektro-Mekanik Park Freni

Standart el freninin yerini alan Elektro-Mekanik Park Freni konsolda yer alan bir buton sayesinde aktive edilir. Standart el freninin kalkmasıyla ön koltukların arasında eşya gözleri için daha fazla yer açılmıştır. Elektro-Mekanik Park Freni iki dişli elektrik motoru yardımıyla arkadaki disk frenlerini kumanda eder. Bu sistem elektromekanik bir yapıya sahip olmasına rağmen, merkezi araç elektriği devre dışı kaldığında da park edilmiş olan aracı güvenli bir şekilde sabit tutacak yapıda tasarlanmıştır. Gösterge panelinde ve buton üzerinde yer alan kontrol ışıkları, park freninin etkin durumda olup olmadığını gösterir. Kolay kullanımı dışında, Elektro-Mekanik Park Freni sunmuş olduğu dinamik kalkış asistanı ve Auto Hold fonksiyonu ile sürücüsüne ek konfor ve güvenlik fonksiyonları sağlar.

Elektro-Mekanik Servo Direksiyon

Hıza bağlı şekilde ayarlanan elektrikli bir güç destekli yardımcı direksiyondur ve sadece sürücünün ihtiyaç duyduğu anlarda devreye girer. Hidrolik bileşenlere hiç ihtiyaç duymadan çalışır. Hidrolik servo direksiyonlara kıyasla bu direksiyon türünün avantajları arasında daha düşük yakıt tüketimi, yenilenmiş konfor ve güvenlik fonksiyonları yer almaktadır. Direksiyonun aktif bir şekilde orta konuma geri getirilmesi orta hissini iyileştirir ve yan rüzgâr kompansasyonu, tek taraflı eğimli yollarda veya sabit yan rüzgârda sürücü üzerindeki yükü azaltır. Otomatik Park Sistemi "Park Assist" ve Şerit Takip Asistanı "Lane Assist" gibi destek fonksiyonları da onun yardımıyla gerçekleştirilir. Direksiyon desteğinin ilgili motor tipine ve donanıma özel bir şekilde uyarlanması da eşsiz bir direksiyon hissi sunar.

Elektronik Amortisör Ayarı "CDC"

Elektronik Amortisör Ayarı "CDC", süreklilik sunan ve önceden programlanmış kumandalı bir havalı süspansiyon uyarlamasıdır. Elektronik Amortisör Ayarında, optimum amortisör ayarının hesaplanması için eşzamanlı olarak birçok sayıda parametre değerlendirilir. Elektronik kumandalı amortisörler hıza ve yol durumuna bağlı olarak ayarlanır. Kumanda, tekerleklerde ve karoseri üzerinde bulunan hızlanma sensörlerinden gelen bilgileri kullanarak gerekli amortisör ayarını hesaplar. Sürücü buna ilave olarak amortisörün karakteristiğine de etki edebilmektedir. İki temel ayar mevcuttur; daha sert tasarlanmış olan sportif versiyon ve konforu ön plana çıkartan ikinci bir versiyon. Elektronik Amortisör Ayarına sahip Havalı Süspansiyon bu şekilde daha fazla sürüş konforu, zevki ve güvenliği ile birlikte asfaltsız zeminlerde ve arazide iyileştirilmiş kullanabilirlik sunar. Bu sayede karoseri hareketleri dengelenir ve titreşimler optimum şekilde sönümleniyor.

Elektronik Diferansiyel Kilidi "EDL"

Elektronik Diferansiyel Kilidi “EDL”, tutuş özellikleri birbirinden çok farklı olan zeminlerde güvenli ve konforlu kalkış imkânı tanır. Bir tekerleğin patinaj yapması durumunda, Elektronik Diferansiyel Kilidi "EDL", o tekerleğe hassas bir şekilde fren uygular ve güç daha iyi tutuşa sahip olan tekerleğe aktarılır. Elektronik Diferansiyel Kilidi, lastik aşınmasını azaltır ve yaklaşık 40 km/s hıza kadar (4MOTION: yaklaşık 80 km/s kadar) çalışır. Elektronik Diferansiyel Kilidi, yazılım fonksiyonu olarak elektronik stabilizasyon programının “ESP” ve anti patinaj sisteminin “ASR” bir bileşenidir.

Elektronik Dinamik Diferansiyel Kilidi "XDS"

Elektronik Dinamik Diferansiyel Kilidi “XDS”, bilinen EDL fonksiyonunun geliştirilmiş ve genişletilmiş versiyonudur. Ancak, XDS çekiş kaybına odaklanmak yerine hızlı viraj geçişlerinde virajın iç bölgesinde bulunan ön tekerlek yükünün azalmasına tepki verir. XDS, tekerleğin patinaj yapmasını önlemek için virajın iç bölgesindeki tekerleğe ESP hidroliği üzerinden fren basıncı üretir. Bu şekilde çekiş iyileştirilir ve yetersiz yönlendirme eğilimi azaltılır. Bu esnada basınç seviyesi yaklaşık 5 bar’dan 15 bar’a kadar uzanan aralıkta hareket edebilmektedir. Sürüş izlenimi, ayarlı bir diferansiyel kilidinin hafifletilmiş şekline benzer. Tek taraflı, hassas bir fren basıncı yapılandırılması sayesinde daha sportif, daha hızlı ve hedef konusunda daha hassas bir viraj kabiliyeti elde edilir.

Elektronik Motor Yönetimi

Elektronik Motor Yönetiminin başlıca görevi, mümkün olan en verimli motor işletimini garanti etmek için tüm parametreleri sürekli süreç kumandası eşliğinde koordine etmektir. Elektronik Motor Yönetiminin kumanda işlevleri devir sayısı, motor sıcaklığı, yakıt kalitesi (bir vuruntu sensörü üzerinden belirlenir) ve gaz pedalı konumu dikkate alınarak gerçekleştirilir. Kontrol ünitesine gelen tüm bilgiler işlenir ve bu işlemler sonucunda münferit yapı grupları için gerekli kumanda sinyalleri belirlenir. Verilerin tümüyle başa çıkmak için 16 veya 32 Bit işlemcilere gerek duyulur. Motor tipine bağlı olarak ateşleme anı, enjeksiyon miktarı, enjeksiyon süresi, egzoz gazı geri basıncı, gaz kelebeği konumu, değişken emme manifoldu konumu, değişken türbin geometrisi (egzoz turbo şarj sisteminde) ve kam mili ayarı gibi parametreler kumanda edilmektedir. Normal işletimden sapmalar söz konusu olduğunda ilgili bilgiler arıza hafızasına kaydedilir ve böylece gelecek serviste bu hususun ele alınmasını mümkün kılınır.

Farklı markalarda farklı kodlarla anılsa bile genel tanımı ile motor yönetim sistemi komponentlerinin her biri çok yüksek teknolojiye sahip yapı parçalarını içermektedir. Dolayısıyla bu sistem üzerinde yapılacak arıza tespiti, onarım ya da değişim ciddi uzmanlık gerektirmektedir. Yine parçaların mantığı gereği motor genelinde aktörlerin tamamına kumanda sinyali gönderdiği için vücuttaki damar ağına benzer kablo tesisatları mevcuttur. Otomobilin herhangi bir yerinde yapılacak onarımda yapılan bir hata o anda ya da daha sonra maliyetli onarımlara sebebiyet verebileceği gibi, otomobil yangınları gibi sonuçları olabilmektedir. Audi, Volkswagen Binek ve Volkswagen Ticari (Crafter hariç), Skoda, Seat, Cupra, Porsche aracınızın İstanbul, Sarıyer ve özelde Maslak Atatürk Oto Sanayide böylesi uzmanlık gerektiren onarımlarda Amiral’i tercih etmeniz yararınıza olacaktır.

Elektronik Motor Çekiş Kontrolü

Elektronik Motor Çekiş Kontrolü "MSR", kaygan zeminde motor freni ektisi sayesinde tahrik tekerleklerinin bloke edilme ihtimalini önler. Bu durum sürücü aniden ayağını gazdan çektiğinde veya hızlı bir şekilde vites küçülttüğüne ortaya çıkmaktadır. Motor freni etkisi nedeniyle tahrik tekerleklerinde kayma meydana gelebilir. Bu kayma, kısa süreliğine zemin tutuşunun kaybedilmesine ve sürüş durumunun dengesizleşmesine neden olur. MSR, bu durumlarda sürüş dengesini muhafaza eder ve böylece güvenliği arttırır. MSR, gerekli bilgileri tekerlek devir sensörlerinden ve motor ya da şanzıman kontrol ünitesinden alır. Kontrol ünitesi tahrik tekerleklerinde kayma algıladığı anda MSR veri yolu üzerinden motor kontrol ünitesine bilgi verir. Tahrik tekerlekleri yeniden araç hızına uygun şekilde dönene kadar, motor devri hafif bir şekilde arttırılır. Bu sayede araç yönlendirilebilir durumda kalır ve sürüş dengesi muhafaza edilir.

Elektronik Stabilizasyon Programı "ESP"

Elektronik Stabilizasyon Programı "ESP", savrulma tehlikesi gibi kritik sürüş durumlarını önceden algılar ve aracın savrulmasını önlemeye yardımcı olur. ESP’nin kritik sürüş durumlarına tepki verebilmesi için sürekli olarak gerekli verilerle bilgilendirilmesi gerekir. Örneğin; sürücünün direksiyonu ne tarafa kırdığı ve aracın ne yönde hareket ettiği gibi... Sistem, birinci sorunun cevabını sistem direksiyon açısı ve tekerlek devir sayısı sensörlerinden alır.
Kontrol ünitesi bu iki bilgiyi kullanarak optimum hareket yönünü ve optimum sürüş tutumunu hesaplar. Aracın savrulma oranı ve yanal akselerasyonu da bu önemli bilgiler arasında yer alır. Kontrol ünitesi bu bilgiler yardımıyla aracın gerçek durumunu hesaplayabilir.
ESP, aracın viraj geçişlerindeki hızının viraja uygun olmaması, yol yüzeyindeki beklenmedik değişikliklerle karşılaşması (ıslaklık, buzlanma, kirlenme) veya ani direksiyon manevrası gibi durumlara tepki vermesi gibi olası dengesizlikleri önler. Dengesizliğin, aracın viraj dışına savrulması (understeer: aracın, tekerlekler doğru yöne çevrilmiş olmasına rağmen viraj kenarına doğru itilmesi) veya aşırı yönlendirme (oversteer: aracın arka tarafının savrulması) ile ortaya çıkması bir fark yaratmaz. Elektronik Stabilize Programının elektronik kontrol ünitesi dengesizliğin türünü sensör sistemi tarafından sağlanan bilgiler üzerinden algılar ve düzeltmeyi fren sistemine ve motor yönetimine gerçekleştirdiği müdahaleler üzerinden kumanda eder. ESP, yetersiz direksiyon hareketi uygulandığında (understeer) virajın iç bölgesinde bulunan arka tekerleği frenler. ESP aynı zamanda araç tekrar dengelenene kadar motor gücünü azaltır. ESP, aşırı yönlendirmeyi ise (oversteer) virajın dış bölgesindeki ön freni hedefli bir şekilde tetikleyerek ve aynı zamanda motor ve şanzıman yönetimine müdahale ederek önler. Deneyimlerin artması ve belirgin oranda daha hassas sensör sistemleri kullanılması, bu karmaşık ayar sisteminin sürekli şekilde geliştirilmesine olanak sağlıyor. Sistem, aşağıda belirtilen güvenlik ve konfor fonksiyonlarını içerir:
*ABS “Anti Blokaj Fren Sistemi”
*EBD “Elektronik Fren Gücü Dağıtımı”
*HVV “Arka Aks Tam Frenleme”
*ASR “Anti Patinaj Sistemi”
*EDL “Elektronik Diferansiyel Kilidi”
*MSR “Elektronik Motor Çekiş Kontrolü”
*HBA “Hidrolik Fren Asistanı”
*Overboost “Hidrolik Ek Güçlendirme”
*HBV “Hidrolik Fren Kuvveti Güçlendirmesi”
* Römork Stabilizasyonu

Emme Manifoldu

Motordaki yanma işlemi için gerekli olan hava, emme manifoldu üzerinden emme valfine, burdan da silindirin içine aktarılır. Motorun değişken performans ihtiyacına bağlı olarak emme manifoldu üzerinde değişiklikler yapılabilir. Ancak bu şekilde tüm koşullarda ve devir hızlarında silindirlerin yeteri miktarda hava ile beslenmesine imkân sağlanabilir. Bu da çok yollu emme manifoltu sistemi ile mümkündür. Düşük devir hızlarından olabildiğince hızlı bir şekilde yüksek devir aralıklarına ulaşmak için uzun emme manifoldu kullanılır. Yüksek devirlerde ise optimum performans gücünün sağlanması için daha kısa emme manifolduna ihtiyaç duyulur. Emme manifoldu, sahip olduğu elektronik kumandalı kelebek sistemi sayesinde, düşük devir hızlarında uzun boru üzerinden hava aktarımı sağlarken, yüksek devir hızlarında ise daha kısa boru mesafesi sunar.

Frenler

Aracınızın fren sistemi, güvenlik açısından büyük önem taşır. Frenler ne kadar etkili ise, belirli bir hızdan durma noktasına kadar kat edilen fren mesafesi de o kadar kısa olmaktadır. Frenler; aracın motor gücüne, araç ağırlığına ve muhtemel sürüş hızlarına göre uyarlanmış olmalıdır. Optimum güvenliğin sağlanması için modern araçlar iki fren devresine sahiptir. Bunlar, her iki aksta bulunan tekerleklere çaprazlama etki eder. Küçük ve kompakt araçlarda ön aksta bulunan disk frenler ve arka aksta bulunan tambur frenler yeterli bir frenleme sağlamaktadır. Volkswagen, daha yüksek motor gücüne sahip olan modellerde ve orta sınıf araçlarda ön aksta daha yüksek performanslı, içten havalandırmalı diskler, arka aksta ise ilave disk frenler kullanır. Volkswagen araçlarındaki frenler günümüzde seri şekilde asgari olarak anti blokaj fren sistemini (ABS), fren destek sistemini (HBA)ve elektronik fren gücü dağıtım sistemini (EBD) içerir.

Haldex Kavrama

Haldex Kavrama, elektronik kumandalı bir çoklu lamelli kavrama sistemidir. Akıllı 4x4 çekiş sistemi 4MOTION’da çekiş gücünün değişken şekilde ön ve arka aks arasında dağıtılmasına olanak sağlar. Kademesiz ayar, sürüş dinamiğine balı durumları ve çekiş torklarını dikkate alan bir kontrol ünitesi tarafından gerçekleştirilir. Haldex Kavrama ayrıca Elektronik Stabilizasyon Programı "ESP"’ye bağlanmış durumdadır ve böylece araç güvenliğine de katkı sağlar.

Haldex kavramaya sahip araçlarınızda bu yağın aracınızın marka ve modeline göre değişmek üzere belirli periyodlarla değiştirilmesi gerekmektedir. Bizimde içinde bulunduğumuz Maslak Sanayi Türkiye’nin araç parkı olarak en elit sanayilerinden birisi olması sebebiyle çok sayıda Haldex Kavramalı araca hizmet verilmesine rağmen Audi özel servisi, Volkswagen özel servisi, Skoda özel servisi, Seat özel servisi, Porsche özel servisi olduğu fark etmeksizin bu değişim sürelerinin gözetildiğini söylemek çokta mümkün değil.

Immobilizer

Elektronik Hırsızlık Önleme Sistemi olan Immobilizer kontak anahtarının yerinden çıkartılmasıyla devreye girer ve aracın motor kontrol ünitesi ile paralel çalışarak yetkisiz kişiler tarafından çalıştırılmasını önler. Sistem, kontak anahtarına entegre edilen bir verici ve alıcı birimini kullanır. Aracın her çalıştırılmasından önce sistem yeni bir aktivasyon kodu üretir ve bu kodu kontak anahtarına transfer eder. Sadece bu aktivasyon koduna sahip orijinal anahtarın kullanılmasıyla sistem aktive olur ve araç güvenli bir şekilde çalıştırılır. Kullanılan gelişmiş şifreleme teknolojisi sayesinde, sistem aracınızı elektronik olarak kopyalanan kontak anahtarlarına karşıda korur. Hatırlatma: Hiçbir sistem hırsızlığa karşı %100 güvenlik garanti edemez. Ciddi yasadışı yollara başvurulması sonucunda immobilizer sisteminin devre dışı bırakılma olasılığı ender olsa dahi mümkündür.

Lastik Basınç Sistemi

Lastik basınç sistemi, ABS’nin tekerlek devir sensörleri ile ortaklaşa olarak çalışır. Lastik basıncının azalması sonucunda ilgili tekerleğin yuvarlanma yarıçapı küçülür ve aynı hızda seyir edilmesine rağmen diğer tekerleklere göre daha hızlı dönmeye başlar. Bu gibi bir durumda sistem gösterge panelinde belirtilen uyarı ikonu sayesinde sizi uyarır. Lastik basıncı sürücü tarafından kontrol edildikten sonra, torpido gözünde yer alan lastik basınç sistemi butonuna basılarak sistem sıfırlanır. Lastik basıncını yakından izleyen kontrol sistemi bu sayede sürücüye büyük destek sunar. Lastik basınçlarının optimum şekilde tutulması sonucunda lastiklerin kullanım ömrü uzar ve yakıt tüketimi düşürülür.

LED Teknolojisi

LED farlar (Light Emitting Diode), halojen ampullerle kıyasla çok daha uzun bir ömre ve çok daha düşük elektrik tüketimine sahip olan yarı iletken ışık kaynaklarıdır. Alışılmış ampullere kıyasla LED teknolojisinin avantajları şunlardır: Daha düşük enerji tüketimi, daha kısa tepki süresi, daha kompakt dizayn ve daha uzun ömür. Volkswagen’de LED farlar, stop lambalarında, dış dikiz aynalarının gövdesindeki sinyal lambalarının içinde ve benzeri alanlarda kullanılır. LED’lerin yüksek işletim güvenliği ve ömrü, stop lambaların devre dışı kalma olasılığını düşürdüğünden dolayı güvenliği arttırır.

Modüler Platform Yönetimi “MQB”

Volkswagen’nin ilk kez Golf VII modeli ile kullanmaya başladığı MQB (Modular Transversal Matrix) yani enlemesine yerleşimli motorlar için modüler platform yönetimi, segmentler arası da kullanılabilen, yani sadece A segmenti değil, A0’dan B’ye kadar tüm segmentlerde kullanılabilen bir yapıya sahiptir. MQB, aynı zamanda üretim hattında ve aracın yaşamı boyunca karşılaşabileceği onarımlarda standardizasyon anlamına da gelmektedir. Örneğin, Golf VI’da benzinli motorlar aracın önüne doğru 10 derecelik bir eğimle yerleştirilirken TDI motorlar 12 derecelik bir eğimle aracın arkasına doğru bir açıya sahipti. Golf VII’de ise tüm motorlar arkaya doğru 12 derecelik açı yapacak şekilde monte edilmektedir. Bu, hem montaj noktalarının standardizasyonunu sağlamakta hem de aracın ağırlık merkezini daha ortaya taşıyarak dengeyi de olumlu yönde etkilemektedir.
MQB platformunun sağladığı en büyük gelişimlerden biri de ağırlık tasarrufu olmuştur. Golf VII, genişleyen boyutları ve artan teknolojilerine rağmen, Golf VI’dan modele ve konfigürasyona bağlı olmakla birlikte maksimum 100 kg daha hafif olacak şekilde geliştirilmiştir. Örneğin gövde genelinde daha yaygın olarak kullanılan ısıl işlemle şekillendirilmiş çelikler (hot formed) sayesinde 18 kg. tasarruf sağlanmıştır. Aracın A ve B direklerinde, orta aks tüneli ve zemin plakaları ile kapı içlerinde kullanılan bu çelikler daha yüksek mukavemeti daha ince ve hafif yapılarla sağlamanın önünü açmaktadır. Bununla birlikte, motor bloklarında alüminyum kullanılmasıyla 21kg.lık ek tasarruf sağlanmıştır. Daha hafif HEVAC ünitesi (kalorifer ve iklimlendirme sistemi), daha hafif koltuk iskeletleri ve daha pek çok unsurla birlikte toplam tasarruf, verimliliği fark edilebilir seviyeye çıkarmak için yeterli olmaktadır.

Bu teknolojinin bizler açısından en verimli tarafı içerdiği ortak yedek parça ve ekipman sebebiyle parça bulunabilirliği ve maliyet alternatiflerinin ulaşılabilir olmasıdır. Ancak, bunu bilmeniz ve bu avantajlardan yararlanabilmeniz için sadece tabelasında Audi özel servisi, Volkswagen özel servisi, Skoda özel servisi, Seat özel servisi, Porsche özel servisi yazması ya da bu markaların logosuna sahip bir tabelasının olması yeterli değildir. Yeni teknolojilere ve güncellemelere uyum sağlamak için zaman ve para harcayan vizyona sahip bir işletme mantığının olması gerekiyor. İşte bu yüzden biz kendimize Genius Servis diyoruz.

Off-Road Modu

Off-Road Modu, şanzımanlarda bulunan ek bir şanzıman/diferansiyel kademesini tanımlar. Bu takviye kademesi zorlu arazi koşullarında ve dik rampalarda gerçekleştirilen sürüşü kolaylaştırır. Bu fonksiyon Touareg modelinde yer alan 4x4 tahrik sistemi 4XMOTION ile birlikte zorlu arazide sorunsuz bir şekilde ilerlemek için gerekli ön koşulu sunar. Touareg’te, zorlu arazi kullanımı için geliştirilmiş son derece kısa ve bu nedenle de yüksek tork iletimi sağlayan 2,66:1 takviye kademesi yürür aksam kontrolü üzerinden elektronik şekilde devreye alınabilmektedir. Bu sistem, çok düşük hızlarda dahi maksimum tahrik gücü elde edilebilmesine olanak tanır. Touareg bu sayede azami yüzde 100’e (45°) kadar bir tırmanma kabiliyeti elde edebilmektedir. Off-Road Sürüş Programı, diğer unsurların yanı sıra bir yokuş iniş asistanını, zorlu arazi şartları için geliştirilmiş bir kalkış destek fonksiyonunu, kullanıma almaktadır. Bu program, aynı zamanda zorlu arazi şartları için değiştirilebilen gaz pedalı karakteristiği ve özel olarak optimize edilmiş bir ABS sistemi içermektedir (ABSPlus). Sistem bu sayede her türlü arazi koşulunda araç üzerinde optimum hakimiyete olanak sağlar.

Ön Bölge Asistanı “Front Assist”

Ön Bölge Asistanı “Front Assist”, radar sensörleri yardımıyla kritik mesafe durumlarını algılar ve durma mesafesini kısaltmaya yardımcı olur. Sistem, tehlikeli durumlarda sürücüyü tedbir amaçlı olarak gerçekleştirilen ani ve kısa bir fren darbesi eşliğinde hem görsel hem de sesli bir şekilde uyarır. Ön Bölge Asistanı “Front Assist”, Adaptif Hız Sabitleyici “ACC”nin bir bileşenidir, fakat bağımsız ve mesafe ile hız ayar sistemi kapatıldığında da çalışmaya devam eder. Bu sistem, kritik yaklaşım durumlarına iki kademede tepki verir: Asistan sistemi, sert şekilde yavaşlayan veya yavaş seyreden araçlar konusunda ve buna bağlı olarak çarpışma tehlikesine karşı sürücüyü sesli ve görsel sinyallerle uyarır. Araç, buna paralel olarak bir acil frenlemeye "hazırlanır". Fren balataları, aracı frenlemeden önce fren disklerine yakınlaştırılır ve hidrolik fren asistanının tepki verme tutumu daha hassas bir şekilde kumanda edilir. Sürücü bu uyarıya tepki vermezse, ikinci kademede bir kerelik kısa bir fren darbesiyle olası çarpışma tehlikesi konusunda uyarı verilir ve fren asistanının tepki verme tutumu daha da arttırılır. Sürücü bu durumda frene basarsa, derhal komple fren gücü devreye girer. Frenleme yeteri kadar sert değilse Ön Bölge Asistanı “Front Assist” fren basıncını gerekli ölçüde arttırır ve böylece aracın engelden önce durdurulmasını sağlar. Araca bağlı olarak, Ön Bölge Asistanı “Front Assist”, iki fonksiyon daha hizmete sunuyor. Birinci durumda çarpışma uyarısından sonra kendi kendine, aracı frenlemek ve sürücünün dikkatini yeniden çekmek için yeterli olan otomatik bir kısmi frenleme gerçekleştirir. Çarpışmanın kaçınılmaz olduğu ikinci bir durumdaysa, sürücü bağımsız bir otomatik tam frenlemeyle desteklenir. Bu süreçte, Ön Bölge Asistanı “Front Assist”, çarpışma hızını düşürmek ve çarpışmayı mümkün olduğu ölçüde yumuşak tutmak için aracı mümkün olan en üst düzeyde frenler. Ön Bölge Asistanı “Front Assist” araca bağlı olarak ayrıca 30 km/s gibi düşük hızlarda da destek sunar. Sürücü bir engeli gözden kaçırdığında sistem otomatik şekilde frenleme yapar ve çarpışma hızının düşürülmesini sağlar. İdeal koşullar sağlandığında kazalar tamamıyla önlenir.

Park Asistanı "Park Assist"

Park Asistanı "Park Assist", aracınızı otomatik şekilde yola paralel ya da dik olarak park etmenize yardımcı olur. Ayrıca paralel olarak park ettiğiniz yerden bu sistem sayesinde otomatik olarak çıkabilirsiniz. Sistem sürücüye, uygun park alanına ideal çizgide park edebilmek için kendi kendine optimum direksiyon hareketlerini gerçekleştirerek destek sunar. Bu esnada park boşluğun ölçümü, start pozisyonunun belirlenmesini ve direksiyon hareketlerinin kumandasını otomatik olarak "Park Assist" kontrol eder. Sürücüye ise sadece gaz vermek ve fren yapmak görevleri kalır. Bu esnada sürücü her zaman araç hâkimiyetine sahiptir ve istediği an sistemi devreden çıkartabilir. Sürücü Park Asistanını, orta konsolda bulunan "Park Assist" butonu üzerinden etkinleştirmeli ve sonra azami 40 km/h hızla ve 0,5 ile 1,5 m arasında kalan bir mesafeyle yol kenarında ilerlemelidir. Park asistanı "Park Assist", geçiş esnasında (örneğin tek yönlü bir yolda) hem sağ hem sol yol kenarıda kalan mevcut park yerleri konusunda tarama yapar. Sürücü, park etmek istediği yöne doğru sinyal vererek yolun hangi tarafına park etmek istediğini sisteme bildirebilir. Park Asistanı, araçtan en az 1,1 m daha uzun olan bir park boşluğu algıladığında, çok fonksiyonlu göstergede "Park yeri algılandı" mesajını gösterir. Ardından sürücü doğru başlangıç konumuna yönlendirilir ve sürücüden geri vitese geçmesi talep edilir. Bu adımdan sonra geri vitese geçildiği an, park asistanı devreye girer ve otomatik olarak direksiyon manevralarını gerçekleştirir. Bu esnada çok fonksiyonlu göstergede sistemin devrede olduğuna ve otomatik park esnasında ters yönden gelen araç ya da cisimlere dikkat edilmesi gerektiği hususunda bir metin belirir. Sistem hassas bir şekilde aracın hızını ayarlayarak aracı park yerine yönlendirilir ve park etme işlemi bittiğinde görsel park desteği sistemini aktifleştirerek radyo ve radyo navigasyon sistemi üzerinde aracın ön ve arkaya olan uzaklıkları gösterilir. Otomatik park esnasında yapılan manevraların adedi, park boşluğun uzunluğuna bağlıdır. Park boşluğu ne kadar kısa ise, o kadar çok park manevrası gerekli olur. Paralel park için aktivasyon butonuna bir kere, dikine park için iki kere basılması gerekmektedir. Park Asistanı "Park Assist 3.0" özelliğine sahip modeller, normal park asistanının özelliklerine ilave olarak sürücünün aracı ileri doğru ön kısımdan yola dik olarak boylamasına park etme işlemi gerçekleştirilemediğinde otomatik olarak park edilmesine yardımcı olur. Sistemin çalışması için boylamasına park işleminin önce sürücü tarafından denenmesi gerekmektedir. Park işlemi gerçekleştirilemediğinde sürücü park asistanını, orta konsolda bulunan "Park Assist" butonu üzerinden etkinleştirmelidir. Sistem boylamasına park işlemi için araç uzunluğundan 80 cm daha fazla boş alana ihtiyaç duymaktadır. Bu özellik modelden modele değişiklik gösterebilir. Daha detaylı bilgi için Volkswagen Yetkili Satıcınıza başvurabilirsiniz. Sürücü, park yardım asistanını istediği an kapatabilir ve aracı kendisi kontrol edebilir.

Pasif Güvenlik Sistemleri

Pasif Güvenlik Sistemleri denildiğinde akla gelen ilk şey, yolcuların yaralanmalarını önlemeye veya yaralanma tehlikelerini mümkün olduğunca azaltmaya yarayan tüm yapısal önlemlerdir. Bu tanımlama özellikle çarpışma davranışlarıyla ilgilidir ve bireysel koruma yanı sıra, yolu kullanan diğer kişilerin korumasını da kapsamaktadır (ortak koruma). Günümüz araçlarının en önemli pasif korumaları arasında emniyet kemerleri ve hava yastıkları yanında artık deformasyona karşı yüksek dirençli yolcu bölmeleri ve ön ile arka kısımlarda deformasyon bölgeleri yer alır. Bu korumalar, darbe enerjisinin büyük bir kısmını emerek ek güvenlik sağlar. Sahip oldukları Aktif ve Pasif Güvenlik Sistemleri ile birlikte tüm Volkswagen modelleri kapsamlı bir koruma sunar.

Römork Manevra Asistanı "Trailer Assist"

Römork Manevra Asistanı “Trailer Assist”, bir römork bağlıyken geri yönde manevraya başlandığında otomatik direksiyon müdahaleleri ile sürücüye destek olur. Geri manevra kamerasının görüntü işleme algoritmalarına dayalı olarak, römorkun dönüş açısı takip edilir ve değerlendirilir. Direksiyon açısının hesaplanması için, dönüş açısının sanal kaydı kullanılır. "Römork Manevra Asistanı" fonksiyonunun aktif hale getirilmesi için, geri vites seçildikten sonra Park Desteği düğmesine basılmalıdır. Sistemin aktif hale getirildiği, çok fonksiyonlu ekranda belirtilir. Bağlı römorkun istenen dönüş açısı ve manevra yönü, yan ayna kumandalarıyla ayarlanır. Manevra sırasında, araç direksiyon müdahalelerini otomatik olarak gerçekleştirir; sürücünün tek yapması gereken gaz ve fren pedallarını kullanmaktır. Son olarak, ayna kumandası geri çekildiğinde, manevranın tamamlanması için römorkun o anki hareket yönü kaydedilir ve römork kaydedilen yönde düz olarak ilerleyecek şekilde direksiyon müdahaleleri gerçekleştirilir.

SCR Katalitik Konvertör

SCR katalitik konvertörü, egzozdan gelen azot oksit (NOx) gaz bileşenini istenmedik yan ürünler oluşmadan seçici bir şekilde azota ve suya dönüştürür. Bu dönüştürme işlemi, AdBlue adıyla anılan ve sentetik olarak oluşturulan, sulu bir üre çözeltisi kullanılarak gerçekleştirilir ve ayrı bir hazneye yönlendirilir. Bu madde yüzde 32,5 oranında üre içerir ve sürekli şekilde SCR katalitik konvertörü tarafından egzoz gazı sistemine enjekte edilir. Enjekte edilecek dozaj, egzoz gazı akış miktarına göre motor kontrol ünitesi tarafından belirlenir. SCR katalitik konvertörün arkasında bulunan bir Nox sensörü tarafından bilgilendirilen motor yönetimi, dozajın hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlar. NOx egzoz gazı arıtma sistemi SCR, Volkswagen’in BlueMotion teknolojileri çatısı altında topladığı verimli ve çevre dostu teknolojilerin arasında bulunmaktadır.

Serbest Sürüş Modu

Serbest sürüş modu, aracın kinetik enerjisinin daha iyi değerlendirilmesine yardımcı olur. Bunun için yüksüz bir sürüş durumunda (ayak gaz pedalından çekilmiş) motor ile şanzıman otomatik olarak ayrılır ve motor rölanti devrinde tutulur. Araç bu sayede uzun bir mesafeyi, sahip olduğu kinetik enerji ile boş olarak aşabilir ve bu mesafeyi kat ederken fazladan yakıt tüketimine ihtiyaç duymaz. Serbest sürüş sırasındaki tüketim avantajı, aracın kinetik enerjisinin sadece lastiklerin ve havanın sürtünmesinin aşılması için kullanılmasında ve artık motorun yüksek devir sayılarındaki çekişi için kullanılmamasında yatmaktadır. Sürücü frene basarak bir yavaşlama talebinde bulunduğunda ise, motorun gaz kesme özelliğinin (cut-off) değerlendirilmesi için motor ile şanzıman yeniden bağlanır ve yakıt enjeksiyonu tamamen kesilir. Bu esnada motor frenleme etkisi aracın boşta süzülme mesafesini de kısaltır. Bu etkiyi arttırmak için alternatif olarak direksiyon üzerinde bulunan vites küçültme tuşu da kullanılabilir. Sağlanan tasarruf yakl. 0,5 litre/100 km ve üzerinde olabilmektedir. Bu fonksiyonun verimliliği öngörülü bir sürüş tarzına bağlıdır. Sürücü, kısa bir alışma süresinden sonra aracının daha uzun bir mesafede kayarak durmasına alışır ve örneğin şehir girişlerinde, sezgisel olarak ayağını gazdan daha erken çekerek sistemin tasarruf potansiyelinden tam olarak yararlanır.

Spor Süspansiyon

Spor süspansiyon, modelden modele farklılık göstermekle birlikte, aracın yerden yüksekliğini 1-1,5cm kadar azaltan ve nispeten daha sert ayarlanmış amotisörleri ve buna uygun helezon yayları içermektedir. Darbeleri daha sert bir şekilde sönümleyen amortisörler sayesinde aracın virajlarda yana yatma eğilimi hissedilir şekilde azalır, viraj kabiliyeti yükselir. Öte yandan yere yaklaşan karoser sayesinde yüksek hızlarda aracın altına giren hava miktarı azaltılarak aerodinamik etkinlik artırılır.

Start & Stop Sistemi

Start & Stop Sistemi, aracınızı kırmızı ışıkta ya da trafik sebebiyle durdurduğunuzda motoru otomatik olarak durdurur ve böylece aracınız sadece çalışması gerektiği zamanlarda çalışır. Manuel şanzımanlı araçlarda araç durdurulup, ayak debriyajdan çekildiğinde, otomatik şanzımanlı araçlarda ise araç durur pozisyona getirildikten sonra sürücünün ayağı frene basıldığı süre boyunca sistem otomatik olarak motoru geçici olarak durdurur. Bu sırada çok fonksiyonlu göstergede ise „Start Stop" yazısı belirir. Aracı tekrar hareket ettirmek için manuel araçlarda debriyaja basılır basılmaz, otomatik araçlarda ise ayak frenden çekilir çekilmez sistem, motoru otomatik olarak yeniden çalıştırır. Start & Stop Sistemi, Volkswagen’in BlueMotion teknolojileri çatısı altında topladığı verimli ve çevre dostu teknolojilerin arasında yer alır. Start & Stop Sistemi, orta konsolda yer alan kontrol butonu yardımıyla devre dışı bırakılabilir.

Sürüş Destek Sistemleri

Volkswagen’in hedefi, önünü gören araçlar ile kazasız sürüşlere olanak sağlamaktır. Sürüş destek sistemleri, kritik durumları önceden algılamaya katkı sağlar ve kaza riskinin azaltılmasına yardımcı olur. Sürüş destek sistemleri, sürücüye daha fazla konfor sunar ve sürüş sırasında daha az yorulmasını sağlar. Sürüş Destek Sistemleri:
*Adaptif Hız Sabitleyici “ACC”
* Ön Bölge Asistanı "Front Assist"
*Şerit Takip Asistanı "Lane Assist"
*Park Yardım Asistanı "Park Assist"
*Şerit Değiştirme Asistanı "Side Assist"
*Geri Görüş Kamerası "Rear Assist"

Tam Otomatik Klima Sistemi "Climatronik"

Fan devrini otomatik olarak uyarlayarak ve hava dağıtım klapelerini kumanda ederek, iç mekân sıcaklığını kişinin önceden seçtiği sıcaklığa uygun şekilde düzenler. Bu sayede, tüm ortamlarda ve hava koşullarında keyifli bir atmosfer garanti edecek bir sistemden yararlanarak, aracın iç mekânındaki havayı mümkün olan en düzenli şekilde dolaştırabilir. Klimatronik’in elektronik kumandası; güneşin konumu, güneş ışınları ve hava sıcaklığı gibi önemli etkiye sahip ve rahatsızlık veren tüm faktörleri tespit etmekte ve bu faktörlere göre iç mekâna yeteri kadar hava akışı sağlamaktadır. CAN veri yoluna entegre edilmiş kontrol ünitesi sayesinde daha kapsamlı konfor özellikleri de sunar: Cam yıkama sistemi etkinleştirildiğinde veya geri vitese geçildiğinde devreye giren otomatik devridaim havalandırması, araç içerisinde bulunan yolcuları rahatsız edici kokulardan korur. Bununla birlikte, havalandırma sıcaklığını otomatik olarak uyarlayan hıza bağlı kumanda sistemi, yavaş sürüşlerde meydana gelen gürültü seviyesini azaltmaktadır. Klimatronik, buğulanmış veya buz tutmuş camlar oluşması durumunda tek bir düğme üzerinden buz çözme fonksiyonunun kolayca etkinleştirilmesine imkân tanımaktadır. Yüksek fan gücünün oluşturduğu tüm hava akımı bu sayede camların iç yüzeyine yönlendirilir. Hava sıcaklığı 2,5 °C’nin üzerinde olduğunda, havanın kurutulması amacıyla soğutma sistemi otomatik olarak devreye girer. Volkswagen’in Tam Otomatik Klima Sistemi, böylece yolcuların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlar ve tüm bunlar yanı sıra herkes için daha fazla konfor ve güvenlik sunar. Emniyetli sürüşler için önemli bir ön koşulu teşkil eden sürücü konsantrasyonu ve tepki verme kabiliyeti, araç içerisindeki sıcaklığın ve nem seviyesinin uygun bir seviyede tutulması sayesinde muhafaza edilir. “Rest” fonksiyonu bulunan modellerde, aracın kontağının kapatılmasından itibaren klimatronik kumanda elemanları içerisinde yer alan “Rest” tuşuna basıldığında havalandırma sistemi aktif hale getirilebilir. Bu sayede kontak kapalı olsa bile belirli bir süre daha araç içinde hava sirkülasyonu gerçekleştirilerek temiz hava girişi ve kabin sıcaklığının sürdürülmesi sağlanır. Bu süre zarfında araç çalışmadığı için kısa süreli duraklamalarda yakıt tasarrufu da sağlanmış olur. Araca bağlı olarak farklı donanımlar kullanılmaktadır:
*Tek Bölgeli Sıcaklık Ayarı
*İki Bölgeli Sıcaklık Ayarı: Araç içerisinde iki ayrı atmosfer yaratır. Sürücü ve ön yolcunun, kendileri için en uygun sıcaklığı birbirinden bağımsız olarak seçebilmelerine imkânı sunar.
*Üç Bölgeli Sıcaklık Ayarı: Sürücü, ön yolcu ve aracın arka kısmında oturan yolcuların, kendileri için en uygun sıcaklığı birbirinden bağımsız olarak seçebilmelerine imkânı sunar.
*Dört Bölgeli Sıcaklık Ayarı: Araç içerisinde, her biri için özel sıcaklık ayarının yapılması mümkün olduğu, dört ayrı iklim bölgesi yaratır.

Audi, Volkswagen, Seat, Skoda aracınızda (aslında her marka için geçerli) klimanızın verimli çalışması hem konfor aslında hem de güvenlik için çok önemlidir. Amiral de yaptıracağınız onarımlarda kullanılan yedek parça ve sarf malzemeler bu konforun devamlılığı gözetilerek seçilmektedir. Klima arızaları içinde doğru adres Amiral.

TDI Teknolojisi

TDI, Volkswagen grubu tarafından kullanılan tüm atmosferik olmayan dizel motorlar için kullanılan bir kısaltmadır. Modern, yüksek basınçlı ve sessiz Commonrail Dizel Enjeksiyon sistemine sahip bu motorlarda yakıt, tek bir yüksek basınç yakıt pompası tarafından hatta verilir. Ortak hatta bulunan bu yüksek basınçlı dizel yakıtı, elektronik motor kontrol ünitesince sıradaki silindirlere, piezzo enjektörler tarafından püskürtülür. Sistemin üstünlüğü, birden falza öncül, bir ana ve birden fazla ardıl enjeksiyonu tek bir ateşleme sekansında gerçekleştirebilmesidir. Bu sayede, yüksek sıcaklığa sahip sıkıştırılmış havanın içine küçük enjeksiyonlar yapılarak sessiz ön yanmalar yaratılabilmekte ve ana enjeksiyonun yaratacağı gürültü azaltılabilmektedir. Ardıl enjeksiyon ise yanma zamanından sonra silindirde bulunan egzoz gazına yapılmakta ve böylece yanmamış gazların da yanması sağlanarak emisyon değerlerinde düşüş sağlanmaktadır. Esnek, verimli ve güçlü! TDI motorların sırrı, Volkswagen’in uzmanlığından gelmektedir. Tüm TDI motorlarda, yüksek verimli ve düşük devirlerden itibaren etkinlik kazanabilmesi için değişken geometriye sahip bir egzoz turboşarjı kullanılmaktadır. Düşük devirlerde egzoz gazı çıkışının yavaş kalması nedeniyle etkinlik kazanamayan turbo türbini harekete geçirmek için elektronik kontrollü kanatçıklar, havanın geçiş yolunu daraltarak debisini hızlandırmakta ve bu sayede türbini döndürecek moment yakalanmaktadır. Yüksek devirlerde, turbo türbinin aşırı hızlanmasını ve limitlerin üzerinde basınçlara maruz kalmasını önlemek için, tüm TDI motorlar bir “Wastegate” ile donatılmıştır.. Vites değişimlerinde ise, aniden serbest bırakılan gaz pedalı nedeniyle turbo türbinin moment kaybetmesini engellemek için, “blow-off” benzeri bir kaçış valfi de bulunur. Aşırı besleme sistemlerinin binek araçlarda kullanımıyla, sabit bir yükleme basıncı garanti edilmiştir. Bu, düz bir tork eğrisinin elde edilmesini ve böylece tek bir zirve noktasında değil, geniş bir devir bandında aynı çekiş gücünün (tork) elde edilmesini sağlamıştır.

TDI motorların ünü Audi, Volkswagen, Skoda, Seat, Porsche markalarının kendisi kadar vardır. Fakat bu motorlarda enjektör arızası, partikül filtresi tıkanıklıkları, emme manifoldu ve sübap portlarında kurum, EGR arızası veya tıkanıklığı gibi bir çok arıza meydana gelebilmektedir. Sadece tabelasında her marka araca DPF temizliği yapılır, EGR iptal edilir, yazılım atılır yazan bir egzozcunun sahip olamayacağı kadar ihtisas isteyen bu arızaların onarımında aracınızın gerçek performansından ödün vermeden, doğru yöntemle onarımı Amiral’de yapılmaktadır.

Tiptronik Şanzıman

Tiptronic şanzımanlar, otomatik şanzımanların sahip olduğu tüm avantajları ve özellikleri kullanıcısına sunar. Tiptronic özelliğine sahip otomatik şanzıman, vites üzerinde yer alan ikinci bir seçenek aracılığıyla sürücünün manuel vites kontrolüne geçiş yapmasını sağlar. Manuel modda vites kolunun ileriye itilmesi ya da geri çekilmesi sayesinde vites değiştirilir. Ayrıca vites değiştirme işlemi, direksiyon arkasında yer alan vites değiştirme butonları yardımıyla da kumanda edilebilir. Tiptronic şanzıman, hem otomatik şanzımanın sunduğu konforu hem de manuel şanzımanın sunduğu sportif sürüş eğlencesini bir araya getirir. Ayrıca otomatik vites büyültme özelliği, özellikle başka araçları sollama sırasında azami devir sınırına ulaşıldığında vites artırarak gerekli güvenliği ve desteği sunar. Sportif sürüşü tercih eden sürücüler manuel olarak vites küçülterek ve motor frenini devreye sokarak virajlarda ve yokuş aşağı sürüşlerde daha keyfili bir sürüş imkânına sahip olur.

TSI Teknolojisi

TSI teknolojisi, Volkswagen’in direk püskürtmeli benzinli motorlarını temsil eder. TSI motorlar, Volkswagen grubunun önceki nesil FSI motorlarında kullanılmaya başlayan yüksek basınçlı direkt benzin enjeksiyonu teknolojisine sahiptir. Direkt enjeksiyon sayesinde yakıt - hava karışımı yanma odasında gerçekleşmekte ve yüksek basınçlı enjektörlerin de yardımıyla yakıtın daha iyi homojenize olması sağlanmaktadır. Bu, daha iyi yanma ve verim artışını beraberinde getirir; Performans, yakıt ekonomisi ve düşük egzoz emisyonu bir aradadır. TSI motorlar, bir veya iki ayrı aşırı besleme ünitesiyle de güçlendirilmiştir. Tek şarjlı TSI motorlarda, yüksek verimli ve düşük devirlerden itibaren etkinlik kazanabilen ve böylece minimum turbo boşluğuna sahip (turbo lag) bir egzoz turboşarjı kullanılmaktadır. Yüksek devirlerde, turbo türbinin aşırı hızlanmasını ve limitlerin üzerinde basınçlara maruz kalmasını önlemek için, tüm TSI motorlar bir “Wastegate” ile donatılmıştır.. Vites değişimlerinde ise, aniden serbest bırakılan gaz pedalı nedeniyle turbo türbinin moment kaybetmesini engellemek için, “blow-off” benzeri bir kaçış valfi de bulunur. Maksimum 1,8 bar yükleme basıncı sunan tek şarjlı TSI motorlarda herşey en yüksek verim ve performans sunmak için özenle geliştirilmiştir. Çift şarjlı TSI motorlarda ise egzoz turboşarjına ek olarak, esas olarak düşük devirleri beslemeyi amaçlayan bir Kompresör de bulunur. Motora, ayrılabilir bir kavrama ile direkt olarak krank milinden bağlı olan bu ünite, daha rolanti devrinden itibaren çok yüksek bir basınç üreterek motoru besleyebilmektedir. Yüksek devirlerde, ayrılabilir kavrama ile motordan ayrılan kompresör, aşırı besleme görevini turboya bırakır ve böylece tüm devir bantlarında sürekli yüksek çekiş gücü garanti edilir. Çift şarjlı TSI motorların maksimum yükleme basıncı bir spor otomobil seviyesi olan 2,5 bar’dır! Aşırı besleme sistemlerinin binek araçlarda kullanımıyla, sabit bir yükleme basıncı garanti edilmiştir. Bu, düz bir tork eğrisinin elde edilmesini ve böylece tek bir zirve noktasında değil, geniş bir devir bandında aynı çekiş gücünün (tork) elde edilmesini sağlamıştır. MQB ile yeniden yorumlanan yeni nesil TSI motorlarda, 13 kg’a varan bir ağırlık tasarrufu sağlamak için alüminyum blok ve trigger sisteminde kayış kullanılmaya başlanmıştır.

Yokuş Kalkış Asistanı "Auto Hold"

Elektromekanik park freni bulunan araçlarda bulunan Yokuş Kalkış Asistanı “Auto Hold”, sürücünün kalkış yapma konforunu büyük ölçüde arttırır. Sürücü, park frenini serbest bırakmadan kolayca aracı hareket ettirebilir. Bu, özellikle "rampalarda kalkışta" sürücüye büyük kolaylık sunan bir özelliktir. Mümkün olan en iyi kalkış olanağını sağlamak için düz şanzımanlı bazı modellerde bir debriyaj sensörü mevcuttur. Bu debriyaj sensörü, debriyaj kumandasını değerlendirir ve böylece sistemin optimum şekilde tepki vermesini garanti eder. Aracı harekete geçirmek için basit bir şekilde gaz vermek ve debriyaj kavraması sağlamak yeterlidir. Otomatik şanzımanlı modellerde ise sürücünün sadece gaz pedalına basması yeterlidir. Teknik açıdan incelendiğinde süreç şu prensipte işlemektedir: Freni en ideal anda serbest bırakmak için elektromekanik park freni kontrol ünitesi, motor torku ve devir sayısı, rampa eğimi, gaz ve debriyaj pedalının konumu ile ilgili gelen sinyalleri değerlendirir.

4MOTION

4MOTION®, Volkswagen’in 4x4 çekiş sistemidir. Volkswagen’in 4x4 çekiş sistemindeki motor gücü, ihtiyaca uygun bir şekilde dört tekerleğe dağıtılır. Motorun boylamasına monte edildiği modellerde, tahrik güçlerinin ön ve arka aksa dağıtılmasını sağlayan bir Torsen® diferansiyeli bulunur. Enine monte edilmiş motorlarda ise bir Haldex® kavrama kullanılır. 4MOTION® sistemi yüksek seviyede aktif güvenlik, neredeyse tüm zeminlerde güvenli çekiş ve yandan esen rüzgârda bile daima sağlam bir yol tutuş sunuyor. 4x4 çekiş sisteminin etkinleştirilmesiyle birlikte devreye giren ve “süreklilik sunan güvenlik avantajları", onun diğer sistemlerden belirgin şekilde üstün olduğunu hemen fark ettirir. 4MOTION® teknolojisi aynı zamanda elektronik stabilizasyon programı (ESP), elektronik patinaj önleme sistemi (ASR), elektronik motor çekiş kontrolü (MSR) ve elektronik diferansiyel kilidi (EDL) gibi tüm sürüş dinamiği kontrol sistemleri ile kombine edilebiliyor.

4XMOTION

4XMOTION®, Touareg modelinin elektronik kumandalı ve sürekli 4x4 çekiş sistemidir. Bu aracın arazide olağanüstü performans sunmasının temelinde sürekli 4x4 çekiş sistemi yatıyor. Touareg, lamelli bir kavramaya ve redüksiyon dişli grubuna sahip kilitlenebilir bir merkezi diferansiyele sahiptir. Normal işletim sırasında kaymaya bağlı olarak ön ve arka aksta kademesiz güç dağıtımı gerçekleşir. Ayrıca diferansiyelin kilitlenmesi de mümkün olduğundan istikrarlı bir tahrik dağıtımı sağlar. Zorlu arazi kullanımı için şanzımanın redüksiyon kademesi (2,69:1), yürür aksam şalteri üzerinden elektrikli olarak etkinleştirilebilir. Bu sayede, çok düşük hızlarda dahi maksimum tahrik gücü elde edilebilmesine olanak tanınır. Touareg bu özellik sayesinde %100’e (45°) kadar ulaşan bir tırmanış kabiliyetine ulaşabilmektedir. İsteğe bağlı olarak %100 kilitleme etkisi olan bir çapraz kilitlemeli arka aks diferansiyeli de sipariş edilebilir. Diferansiyel kilidinin etkinleştirilmesi (%100) sürücünün kendi talebine bağlıdır. Çapraz kilitleme, çekiş ve sürüş dinamiğin iyileştirilmesi amacıyla duruma bağlı olarak otomatik bir şekilde de etkinleştirilir.

Yukarı Çık